Akran Gemlikspor, yeni sezona belki de arzu ettiği gibi bir başlangıç yapamadı. Üç haftada beş puan kaybı, bazı kesimlerde soru işaretleri oluşturmuş olabilir. Ancak futbolda her sezon, hatta her maç kendi hikayesini yazar. Geçtiğimiz yılın namağlup şampiyonu olarak tarihe geçen bir takımın, bugün birkaç puanlık kayıpla yargılanması, bu büyük hikâyeye haksızlık olur.
Gemlikspor, sadece sahada mücadele eden bir futbol takımı değil; bir inanç, bir hedef, bir birliktelik ruhudur. Bu formayı giyen her futbolcu, tribünde nefesini tutan her taraftar, yönetim kurulundaki her isim aynı hedefe kilitlenmiştir: Gemlik’i 3. Lig’e taşımak.
Bu inanç, bir yenilgiyle sarsılacak, bir beraberlikle solacak kadar zayıf değildir.
Geçen sezonu hatırlayalım… Kimsenin kolay kolay başaramadığı bir istikrarla namağlup şampiyonluk geldi. Play-offlarda sergilenen mücadele, bu takımın karakterinin özetiydi. Herkes elinden gelenin fazlasını yaptı. Ve şimdi, aynı ruh, aynı mücadele, biraz daha tecrübeyle yeniden sahada.
Evet, futbol bazen şanssızlıklara da gebedir. Top direkten döner, hakem hatası olur, gününde olmayan bir maç oynanır… Ama bu, yolun sonu değil; aksine, hedefe giden uzun yolun küçük bir tümseğidir.
Önemli olan düşmek değil, her seferinde daha güçlü kalkabilmektir. Ve Gemlikspor bunu defalarca başarmıştır.
Bugün Gemlik halkı, bu takıma sırtını dönmez; tam aksine, daha sıkı sarılır. Çünkü bu şehir, futbolu sadece bir oyun olarak değil, bir gurur meselesi olarak görür.
Gemlikspor, Gemlik’in markasıdır.
Bu arma, 3. Lig’i fazlasıyla hak ediyor.
Yönetim, teknik ekip ve futbolcular, aynı inançla bu yolda yürümeye devam ediyor.
Gemlik’in inancı tam.
Gemlikspor’un yolu uzun ama parlak.
Ve unutmayalım: Gerçek şampiyonluk, pes etmeyenlerin hikayesidir.

