21 MAYIS 2025
BASIN BÜLTENİ
Bursa’da ‘Marmara Denizi’nde Müsilaj ile Mücadele’ Toplantısı
BURSA – Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Marmara’nın Türkiye’nin kalbi olduğunu ve Marmara Denizi’nin binlerce canlıya ev sahipliği yaptığını belirterek, “Evsel, tarımsal ve sanayi kaynaklı atıkların, Marmara Denizi’ni kirlettiğini unutmamalıyız. Bu deniz, hepimizin ortak mirasıdır ve ülkemizdeki her birey için temel bir ihtiyaçtır,” ifadelerini kullandı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Marmara Denizi’nin maruz kaldığı çevresel tehditler hakkında farkındalığı artırmak ve müsilaj sorununa yönelik çözüm önerilerini değerlendirmek amacıyla ‘Marmara Denizi’nde Müsilaj ile Mücadele’ konulu bir toplantı organize etti. Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen toplantıya, MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Parti Meclisi Üyesi Baran Bozoğlu, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, CHP Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Kayıhan Pala, Hasan Öztürk ve Orhan Sarıbal, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, İstanbul, Balıkesir, Tekirdağ, Çanakkale ve Yalova’dan gelen belediye yöneticileri, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, genel sekreter yardımcıları ve Büyükşehir Belediyesi bürokratları katılım gösterdi.
“Büyük Bir Sorumlulukla Karşı Karşıyayız”
Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununu masaya yatırırken, milyonlarca insanın yaşam hakkı ve sağlığının da gündeme geldiğini vurgulayan Başkan Mustafa Bozbey, Marmara’nın yaklaşık 30 milyon insanın yaşadığı bir bölge olduğunun altını çizerken, Türkiye’nin sanayi kapasitesinin de yüzde 70’ini barındırdığını hatırlattı. Marmara Denizi’nin, önemli ticaret yollarına ev sahipliği yapan ve birçok canlı türünü barındıran bir alan olduğunu ifade eden Bozbey, 1970’li yıllardan bu yana sanayileşme ve yoğun nüfus artışı nedeniyle denizin kirlenmeye başladığını dile getirdi. “2007 yılında bilim insanları, Marmara Denizi’ndeki kirliliğin arttığını ve gelecekte canlı sayısında azalma olabileceğini belirten bir açıklama yapmışlardı. Ancak o tarihten bu yana yeterli önlem alınmadı. Nihayetinde, 2021 yılında müsilaj sorunuyla karşılaştık. Bu, Marmara Denizi’nin ‘Ben ölüyorum. Artık içinde canlı barındıramıyorum. Bu benim son uyarım,’ şeklinde bir mesajıydı. O günden beri Marmara Denizi üzerine konuşmaya başladık ve MBB bünyesinde bir Bilim Kurulu oluşturduk. 22 maddelik bir yol haritası oluşturduk ama bu haritada yer alan 3 kritik madde için hala eyleme geçmemiz gerekli. İleri biyolojik arıtma tesislerinin kurulması, hem evsel hem mühendislik anlamında büyük önem taşımaktadır. Bu konuda bizlere ciddi bir sorumluluk düşüyor,” dedi.
“Marmara Denizi, Hepimizin”
Bilim insanlarının araştırmalarına göre, Marmara Denizi’nde 27 canlı türünün kaybolduğunu kaydeden Başkan Bozbey, halkın denizin kirlenmesinin farkında olması gerektiğini vurguladı. MBB’nin Bakanlığa ilettiği talepler arasında, “İleri biyolojik arıtma tesislerini yerel yönetimlerin kurmasını istiyoruz, fakat yer seçimi konusunda destek bekliyoruz. Ayrıca, döviz cinsinden değil, TL üzerinden faizsiz borçlanma talep ettik. Bu taleplerimizi henüz yineliyoruz. Marmara’daki kirliliğin yüzde 60’ı evsel, yüzde 40’ı ise sanayiden kaynaklanıyor. Kimyasal arıtma tesislerine de ihtiyaç var; bu alanda henüz bir hazırlığımız yok. Marmara’yı havza bazında değerlendirmek zorundayız. Ergene Havzası’nı özel bir çalışma sahası olarak görmek gerekiyor. Hem evsel, hem tarımsal hem de sanayi kaynaklı atıklar Marmara Denizi’ni kirletmektedir. Bu deniz, hepimizin ortak alanıdır ve ülkemizdeki herkes için dikkate alınması gereken bir varlıktır,” şeklinde konuştu.
“Marmara Denizi’nin Temiz Olmasını İstiyoruz”
Bursa açısından Marmara Denizi’nin korunması konusunda yeterli önlemlerin alınmadığını ifade eden Başkan Bozbey, BUSKİ aracılığıyla yürütülen projeleri önemsediklerini aktardı. Bir yandan tesislerde kapasite artırımı yaparken, diğer taraftan ileri biyolojik arıtma tesisleri geliştirdiklerini dile getiren Bozbey, “Evsel atıkların yüzde 100’ünü ileri biyolojik arıtma tesisleri ile işleyip Nilüfer Çayı’na bırakma olanağını elde edeceğiz. Önümüzdeki dönemde, kapasite artışıyla birlikte 7 adet ileri biyolojik arıtma tesisi daha inşa etmemiz gerekiyor. Kaçak deşarjları önlemeliyiz. Şu ana kadar yapılan denetimlerde 155 kaçak deşarj tespit ettik. Bunlar betona alındı ve sonuçlarının takibi yapılıyor. Derelerimiz de kirli akmakta, Ayvalı Dere’nin durumu içler acısı. Bu noktada kaçak deşarjları takip altına aldık ve betonlama işlemleri devam edecek. Fabrikaların kaçak deşarj vakalarını önlemek adına işletmelerin kapatılması ve men edilmesi gerektiğini de vurgulamak lazım. Çevresel felaketler oluşturduklarını toplumun iyi anlaması lazım; aksi takdirde bu sorunları önleyemeyiz. Bursa’nın su kaynakları, Nilüfer Çayı ve Marmara Denizi açısından son derece hassasız. Marmara Denizi’nin temiz bir su kaynağı olmasını temenni ediyoruz,” dedi.
“Marmara Denizi, Büyük Bir Çıkmaza Girmektedir”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, Türkiye gündeminin uzun süredir meşgul eden Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununu ele almak, bu konuda neler yapılabileceğini tartışmak amacıyla bu toplantının düzenlendiğini hatırlattı. CHP olarak müsilaj konusunda yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi veren Zeybek, Marmara’nın, Türkiye nüfusunun yüzde 40’ının yaşadığı bölgedeki evsel atıklar sebebiyle kirlenmesini gündeme getirerek, “Marmara, hem içme suyu hem de kullanım suyu açısından Türkiye’nin en yetersiz bölgesidir. Marmara Denizi’nde yaşayan balık türü sayısı dörde beşe düşmüşse, ekonomik anlamda bu çıkmazdan nasıl kurtulacağız? Marmara, hızla büyük bir girdaba sürüklenmektedir. Bu mesele siyasetin üzerinde yeniden şekillendirilmelidir. Marmara Belediyeler Birliği de buradaki problemleri çözmek için önemli çalışmalar yürütmektedir. Bu dönemde ortaya çıkan müsilaj, birkaç ay sonra ortadan kalksa da meseleyi asla gündemimizden düşürmeyeceğiz. Organize sanayi bölgelerinin atıkları ile yapılan deşarjların çözülmesi, tamamen büyükşehir belediyeleri sorumluluğundadır. Ancak bu bölgelerin denetlenmesi ve ruhsat verme yetkisi bakanlığa devredilmiştir. Bu noktada bir yetki karmaşası yaşanmaktadır. Çevre konularında Türkiye’de kimin, ne alanda, ne kadar yetkisi olduğuna dair yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardır,” dedi.
BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI

